Türk Eğitim Siteminin Sorunları

Zeynep Uluöz
Zeynep Uluöz 4 yıl önce

1940’larda John Dewey ‘in ülkemizde yaptığı sunumlar ve verdiği eğitimler sonucu yeni eğitim akımı olarak “ ilerlemecilik “ felsefe anlayışı kabul edildi. Bu eğitim felsefesi öğretmenin yönlendirmesinde öğrenci odaklı olup onları bilgileri doğrudan almayan, sorgulayan ve deneyler yaparak sonuca ulaşan bireyler olarak yetiştirmeyi temel almaktadır. Ancak 2000 yılından sonra ve herhangi bir eğitim felsefi temeli olmayan “ yapılandırmacılık” sistemine geçilmiştir. Bu sistemde öğretmenler pasifleştirilmiş sadece bilgiyi aktaran konumuna getirilmiştir.

Eğitim sistemimizde bu yıllar sonrasında adapta olunamamış sorunlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Ortaya çıkan sorunlar günümüzde dahi devam etmektedir. Sorunların temel sebebi ise Türk eğitim kültürü anlayışıdır. Bu anlayışta herhangi bir eğitim felsefemizin olmayışı, dışarıdan müdahaleler, ailelerin, eğitimcilerin, yöneticilerin yetersizliği ve siyaset gibi birçok faktör etkinlik göstermektedir. Türk eğitim sisteminde çözülmesi gereken sorunların başında ders malzemesinde eksiklikler, planlamalardaki zayıflık, siyasete dayalı eğitim, ekonomik sorunlar, sistem ve bilinçsizlik gelmektedir.

1-Materyal ve Alt Yapı Eksikliği

Eğitim veren hocaların en çok yakındığı durumlardan biri materyal ve alt yapı eksikliği. Okullar ve üniversitelerdeki derslere ilişkin materyaller ve derslerin işleneceği dersliklerdeki alt yapı eksikleri alınan eğitimin yetersiz kalmasına neden oluyor. Özellikle bilim ve teknoloji alanındaki eğitim kurumlarında bu eksiklerden dolayı uygulamalı dersler tam olarak yapılamadığından öğrenciler yeterli bilgi ve donanıma sahip olmadan mezun oluyorlar.

2- Plan ve Programlarındaki Zayıflık

Ülkemizde son yıllardaki nüfus artışları genç nüfusun artması sonucu ülkemizde 5 milyonu aşkın öğrenci mevcut. Milli Eğitim Bakanlığı’nca ve YÖK tarafından yapılan eğitim planlamaları ve okullardaki öğretmen, profesörler, hocaların eksik bilgi ve belgeler ışığında dönemlik veya yıllık olarak yaptıkları programların yetersiz kalması nedeniyle dersler yetişmiyor. Bu durumda eğer öğrenciler bu eksiklerini fark edip kendileri tamamlamaz ise konuları bilmeden aldığı eksik eğitimle iş hayatına atılıyorlar. Böyle bir sistemde üniversitelerin sayısı ve bölümlerinin arttırılması eğitim kalitesini düşürüyor. Üniversiteleri ve kontenjanları arttırmak yerine var olan öğretimin kalitesinin arttırılmasına önem verilmeli.

3- Siyasetle İç İçe Olması

Diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de hemen hemen her alanda yerel veya uluslararası politik etkiler söz konusu. Diplomatik sebepler veya ülke içerisindeki iç siyaset maalesef eğitimin önemli sorunlarından biri. Ne kadar çok siyaset o kadar kötü eğitim başarısı. Siyasi şekilde alınan kararlar yönetici değiştikçe değişmekte olduğundan istikrar sağlanamamaktadır. Bu nedenle hiçbir ülkede eğitim alanına siyasetin dâhil edilmemesi gerekmektedir.

4- Ekonomik Sorunlar, Fırsat ve İmkân Eşitliği

Ülkede yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle her öğrenci istediği veya gereken eğitimi alamıyor ve önüne bir takım engeller çıkıyor. Öğrencinin ya üniversiteye gitmesi için kalacak yeri, yeterli bütçesi yok üniversiteye gidemiyor ya da çalışma hayatına ailesine maddi katkıda bulunmak için lise veya ortaokulda başlayarak eğitim hayatına iş bulunca devam etmiyor. Öğrencilere burs sağlayan çeşitli vakıflar, kurumlar ve dernekler mevcut ve bu sayede birçok öğrenciye ulaşıyorlar. Ancak ulaşamadıkları öğrenci sayısı ulaştıklarının %10 u bile değil. Bu sorunlar devlet katkısı veya özel kurumları teşvikiyle bu sorunlar çözülebilir.

5- Ezberci Sınav sistemi

Senelerdir öğrencilerin ve öğretmenliğin en çok yakındığı sistem ezberci sınav sistemi. Öğrencinin geçici süre daha doğrusu sınava kadar aklında kalan, sınav sonrasında ise %90’ını unuttuğu sisteme ezberci eğitim sistemi denilebilir. Bu sistemde öğrenci edindiği bilgiyle sınavı geçiyor ancak kısa bir sonra bilgilerin çoğunu unutuyor ve bir daha dönüp bakmıyor. Öğrenci sayısının artması sınıfları da kalabalıklaştırmıştır. 3o’dan fazla öğrencinin olduğu bir sınıfta ezberci sistemde eğitim vermek ve bir şeyler öğrenebilmek neredeyse imkânsız hale gelmiştir.

6- Aileler ve Öğrencilerdeki Bilinçsizlik

Günümüzdeki öğrencilerde adeta bir boş vermişlik söz konusu. Kimse eğitimini, yaşamını, geleceğini sorgulamıyor veya sorgulasa da hedefi uğruna çabalamıyor. Teknolojinin ilerlemesi ve internetin yaygınlaşması neticesinde özellikle genç nesil her şeyi akıllı cep telefonlarından öğrenmeye veya oradan iletişim kurmaya çalışıyorlar. Sınırlı seviye kullanılsa internetin eğitime katkısı büyük ancak o kadar bilinçsiz bir nesil yetişiyor ve yetişmiş ki gördüğü ilk bilgiyi doğru mu yanlış mı diye sorgulamadan sindiriyor. Kitap okumayan, entelektüel bakımdan zayıf, araştırmayan ve elinden telefonu bırakamayan bir nesil mevcut. Aileler de yeterli bilince sahip olmadığından çocuklarını teknolojiden uzaklaştırıp kitaplara veya eğitime yönlendiremiyorlar. Bu neslin tembelliği ve ailelerin bilinçsizliği ancak eğitim kalitesini, öğretmenlerin verimliliğini arttırarak çözülebilir.

---

Türk eğitim kültürü anlayışı doğrultusunda ortaya çıkan sorunların bir kısmı çözülse de bu anlayış nedeniyle daima yeni bir sorun ortaya çıkıyor. Çözülen sorunlar tamamen günü kurtarmaya yönelik olduğundan ve kalıcı olarak ortadan kaldırılmadığından, temelde yer alan anlayış sorunu düzeltilmedikçe ve aynı anlayış yolunda ilerlendikçe zincirleme şekilde başka sorunlar çıkmaya devam edecektir.


Yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yap.
Koyu Tema
Geri Bildirim